Zamanın Kalbi
Küçük bir kasabada, yıllardır durmuş bir saat kulesi vardı. Kimse neden çalışmadığını bilmezdi. Bir gün, tamirci çırağı Ela kuleye çıktı. Saatin kalbini bulduğunda fark etti ki, bazen zamanı başlatmak için alet değil, sevgi gerekir.

Kasabanın ortasında duran saat kulesi, bir zamanlar herkesin buluşma noktasıydı. Çanları her saat başı çalar, çocuklar o sesi duyunca sevinirdi. Fakat bir gün, hiçbir sebep yokken durdu. Yıllar geçti, kimse onaramadı.
Küçük Ela, dedesiyle birlikte çalıştığı tamirhanede bu kuleyi hep pencereden izlerdi.
“Dede, neden tamir etmiyoruz?” diye sordu.
“Çünkü onun kalbi kırılmış,” dedi dedesi gülümseyerek.
Ela anlamadı ama aklına takıldı. Bir sabah gizlice alet çantasını aldı, kuleye tırmandı. Tozla kaplı dişlilere, paslanmış kollara baktı. Saatin kalbini bulmaya çalışırken bir not gördü:
“Bu saat, kasabanın sevgisiyle çalışır.”
Ela düşündü. “Sevgiyle mi? Nasıl olur ki?”
O sırada aşağıda oynayan çocukları gördü. Gülümsedi. “Belki seslerini duymak ister.”
Aşağı inip çocukları çağırdı. “Hadi herkes bir dilek tutsun! Bu saatin yeniden çalışması için!”
Kasabalılar merakla toplandı. Herkes elini kalbine koyup dilek diledi:
“Zaman yeniden aksın.”
Tam o anda rüzgâr esti, gökyüzü parladı. Kuledeki paslı dişliler dönmeye başladı. Tık… tak… tık… tak… Saat yeniden çalışıyordu!
Çan çaldığında herkes alkışladı. Dedesi koşarak geldi, Ela’ya sarıldı.
“Gerçekten kalbini bulmuşsun,” dedi gururla.
Ela şaşkındı. “Ama sadece insanları çağırdım.”
“İşte o yüzden,” dedi dedesi. “Zaman, birlikteyken ilerler.”
O günden sonra kule her gün çalıştı. Kasaba halkı her çan sesinde birbirine gülümsedi, çünkü o sesi Ela’nın sevgisi başlatmıştı.
Ve saat her vuruşunda sanki şunu söylüyordu:
“Zaman, kalpler bir aradayken işler.”
Bu masaldan öğrendiğimiz ders:
Gerçek onarım, sevgiyle başlar. Bazen zamanı bile çalıştıran şey, insanların birbirine duyduğu sıcaklıktır.



